Erbaa Haberler - Haberin Doğru Adresi

Kuruçay Mahale Mitinginde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

     “İftira atanlar var. Gıybet edenler ve mağdur insanları kullanarak günaha girenler var. Tehdit edenler, rüşvet verenler,  oy devşirmeye çalışanlara söylüyorum. Benim Erbaalımın satılık oyu yok.

“OY NAMUSTUR ERBAALIM OYUNU SATMAZ”

     Oy namustur. Hayırdır siz benim Erbaalımı satılık mı zannettiniz. Sizin karşınızda şerefli benim güzel hemşerilerim var. Kuruçaylı hemşerilerimin namus bildiği oyunu çantada keklik görenler. Kuruçay’da size oy yok diye gezenler Kuruçaylı hemşerilerimizin oyu sizi tapulu malınız değil. Kimsenin tekelinde de değil. Buradan sesleniyorum oy versin vermesin Kuruçaylı hemşerilerimin ve Erbaalıların tüm mahalleleriyle benim öz be öz kardeşlerim. Oyunu kime verir bilmem Erbaalımın önce duasına talibim. Ziyaret ettiğim herkes bilir. Siz hala boş vaatlerle oy isteyin. Ben her zaman Erbaalımın duasını isteyeceğim. Aklın turistik gezilerde olduğu için gezmeye başlamışsın.

“TARİHİ HAMAMDA GEZİYORMUŞSUN GÖZÜNÜZÜ ORAYAMI DİKTİNİZ ORAYIDAMI SATACAKSINIZ”

Bizim Erek mahallemizdeki tarihi hamama da gitmişsin turistik bir tesis yapacağımız hamamda ne yapıyorsun. Ne diye geziyorsun hayırdır. Neyin incelemesini yapıyorsun. Orayı da mı satmayı düşünüyorsunuz yoksa. Daha gelmeden gözünüzü oraya mı diktiniz. Benim güzel Erbaalım size fırsat vermeyecek. Kısa bir film de çekmişsin artist olmuşsun. Bunlar olur olmadık yerlerde geziyorlar film çekiyorlar. Ne hikmetse yaptığımız dev eserleri görmüyorlar. Oralarda gezmiyorlar. Filim çekecekseniz oralara gidin. Park Vadi’ye gidin bir çay için ailenizle ister oturup dinlenin, yiyin, için olmadı çamlık korupark millet bahçesine gidin oradan organize sanayide kaç tane fabrika inşaatı var gidip onlara bir bakın. Ya hastaneye gidin. Oradaki yola bir bakın ondan sonra da biliyorum birazcık sakinleştiriciye ihtiyacın var sonra tanıdık bir eczaneye git hapını al sakinleş. Madem gezmeyi seviyorsun şuanda seslendiğim TOKİ’ye gel de TOKİ için tahsis ettiğimiz araziyi gör. Araziyi arıyorsan işte burada. İnşallah yakın zamanda deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın evleri yapıldıktan sonra 2. Etap TOKİ’miz Kuruçay mahallemizde yapılacak. İnşallah bölgemiz çok daha güzel bir konuma kavuşacak. Gezmek istiyorsan bölgenin en büyük modern kesimhanesini yaptık. Yine bölgenin en büyük güneş enerji santralini yaptık. Git oraları gez. Zaten turistsin hamamda çekim yapmışsın bir de artist olmuşsun. Yönetmenlerini al eserlerimizin, hizmetlerimizin olduğu yerlerde film çek. Sanki çok güzel izler bırakmışlar gibi şunu da yaptık, bunu da yaptık diye gerine gerine bağırıyorsun.

“SİZ YAPTIKLARINIZI ANLATIRSAK SOKAĞA ÇIKAMAZSINIZ”

Sizin bıraktığınız dönemde yaptıklarınızı bir anlatsak sokağa çıkamazsınız. Biz sizin Erbaa’ya bırakmış olduğunuz korku filmini huzur filmi yaptık. Bu seçim sürecinde gördük ki filmde oynamayı seviyorsun. En son başkalarının yazdığı senaryoda figüran da olmuşsun. Bir de bunu çok iyi bir şeymiş gibi meydanlarda anlatıyorsun. Karışmam o senin tercihin. Herkes kendine yakışanı yapar. Ben o senaryonun parçası olmayacağımı bildirmiştim. Ben yokum demiştim. Gelmeyeceğimi bildirdiğim halde algı yapanlara, güya bizi korkaklıkla itham edenlere buradan duyuruyorum. Kurt puslu havayı sever. Korku nedir bilmez.”

Başkan Karagöl konuşmasını şöyle sürdürdü:

“GELİN OKUYUN 700 BİN LİRALIK KEBAP İFTİRASININ GERÇEĞİNİ”

“Yalan bitmiyor. Sanki yalan makineleri. 7 günde 700 bin liralık kebap yediniz diyorlar. Bu konuyu da bir açıklayayım. Bildiğiniz gibi her yıl festival düzenliyoruz. Sınava girecek öğrencilerimiz için gençlik festivali ayrıca unutturulan bizimle başlayan yaprak festivali. Çok şükür bu festivallere siz de biliyorsunuz çok yüksek katılım oluyor. En az 6-7 ülkeden 40 kişilik folklor ekipleri geliyor. Yine yurt içerisinden de birçok folklor ekibimiz de Erbaa’mıza geliyor. Bunların yanında tabi sanatçı ve onların ekipleri, magazinciler, gazeteciler ve misafirlerimiz oluyor. Festival boyunca günlük yaklaşık 600 kişi misafir ediyoruz. Gelen misafirlerimizin çoğunu kendi tesislerimizde ağırlıyoruz. Hem kahvaltılarını, hem öğle yemeklerini hem de akşam yemeklerini veriyoruz. Ayrıca görevli olan personellerimiz de gece gündüz çalıştığı için onların da iaşelerini sosyal tesislerimizden karşılıyoruz. Sosyal tesislerimiz de sonuçta resmi bir işletme. O nedenle verdiğimiz hizmetleri mecburen belgelendirmek zorundayız. Yani sosyal tesisimiz belediyeye fatura kesmek zorunda. Belediye de ödemek zorunda. Yani parayı belediyenin sağ cebinden alıp sol cebine koyuyoruz aslında. Bir kasadan alıp başka bir kasaya, bir hesaptan başka bir hesaba geçiriyoruz aslında. Belediyenin içerisinde. Soruyorum sizlere, yanlış bunun neresinde. Misafirlerimizi belediyenin tesisinde ağırlamak yanlış mı? Ne yapmamız gerekiyordu acaba hepiniz hatırlarsınız sizin gibi köftecilik mi yapacaktık. Yiyip içecektik, ondan sonrada parası istendiği zaman tehdit mi edecektik sizin gibi. Kusura bakmayın biz o devirleri 5 yıl önce kapattık haberiniz olsun. Hem de açılmamak üzere.”